-
MONOPOLY Big Baller
-
Space Wars
-
Dead or Alive 2 Feature Buy
Oceanside casino
Aynı şekilde çiftten bitme durumunda da masanızda bulunan diğer oyunculara 2 kat ceza yazdırabilirsiniz. İnternetsiz ve Reklamsız Oynanabilen Tek Okey Oyunu Okey Golden Güncellendi! Okey Golden’ı internete bağlıyken veya internetsiz ortamlarda keyifle oynayabilirsiniz! Siz nereye Okey Golden orada, kesintisiz. Hemen indirip hiç bir ücret ödemeden kullanmaya başlayabilir , yüzlerce günlük bonus ile bu keyfi hergün yaşayabilirsin.“Okey Golden”, benzersiz kullanıcı deneyimi ile Türkiye' nin en sevilen oyunu olan Okey’i, sosyal oyun özellikleri ile Android , iOS ve Facebook kullanıcılarına sunuyor.“Okey Golden”ın kolay kullanımlı arayüzü ile odalarda oynayanlara hemen katıl, masaya otur, sevdiklerini davet et ve mesajlaş. Hemen indir ve benzersiz “Okey Golden” deneyimi ile tanış, Günlük bonus altın puanları hemen toplamaya başla, kesintisiz okeyin keyfini çıkar.OKEY GOLDEN lider oyun geliştirici Mynet'in oyuncularına sunduğu en yeni servistir. Mynet güvencesiyle oyun oynama keyfini yaşayın. Bu sayfayı ziyaret etmek için üye girişi yapman gerekiyor. Okey. En yaygın versiyonunda iki sette toplam 106 adet taş vardır. Taşlar, 1'den 13'e kadar numaralandırılmış olarak dört ayrı renge (kırmızı, sarı, siyah ve mavi) ayrılmıştır. Her sayıdan ikişer adet bulunmaktadır. Bunların yanında tüm taşlar içinde toplam iki tane 'sahte okey' ismi verilen taşlar vardır. Oyun başlangıcında bir oyuncuya on beş, diğer üç oyuncuya on dört taş verilir.
Bu sağlayıcıların arayüzünde dolaşmak ve sunuculara bağlanmak da inanılmaz kolaydır. Her VPN, istediğiniz sunucuyla hızlı bir şekilde bağlantı kurmanızı sağlayan “kolay bağlantı” özellikleri sunar. Ek olarak, bu sağlayıcılar cihazuyumluluğu açısından oldukça zengin seçeneklere sahiptir. Ayrıca her biri mobil uyumludur. Eşzamanlı Bağlantılar. Öte yandan, sınırsız cihazı korumak gibi bir gayeniz yoksa, PIA, NordVPN ve CyberGhost harika alternatiflerdir. …
Daha fazla »Hayat yalandan ibaret değildir aslında. Gerçeği yalanlarla yıkayan bizim yalan sözlerimizdir, hayatı yalan yapansa insanın ta kendisidir. Ölümden sonrası varsa senden sonrası hayli hayli olacak! Hedefinde kalite varsa bir gün bir yerde mutlaka karşılaşırız. Tamam hiçbir şey bildiğin yok ama bari arada bir de olsa haddini bilsen diyorum. Varlığımın kıymeti bilinmeyen yeri yokluğumla terbiye ederim. Sıkıntı yok! Akıl vermeyi bırakıp biraz huzur verseniz. Yangın görseler akılları gidecek ama sorsan hepsi ateş. …
Daha fazla »Tehlike ile dolu bir rüya içinde gibiydiler; bir küçük şey bilinemez nasıl bir tehlikeye sebep olacak zannediyorlardı.” “Suad, kendisine de Süreyya’ya hitap ettiği sesle, ona baktığı gözle, onu sevdiği sevgiyle sevse, baksa, söyleseydi ya Rabbi. Bu düşünceyi derinleştirip saatlerce harap oldu kaldı. Önce gerçekten öyleymiş gibi aldanarak, sarhoş ve mahmur kalıyordu, sonra Suad’ın içten seslenişlerinde bile hayalindekinin yanında nasıl bir ilgisizlik olduğunu görerek içi eziliyordu. Bazen o sesle, “Necib!” diye yalnızca adıyla çağrıldığını işitir gibi olurken, Suad’ın kendisine seslenince sakinleşen sesinin “Necib Bey!” deyişi onu öldürüyordu; Süreyya’ya bakarken sevecenlik dolu olan bakış, kendisine çevrilince o kadar hissedilmez bir an içinde, sanki donuklaşıyordu. “Lâmia, yüzünü havuza çevirmiş, çıplak bileklerinden birini arasıra suya sokuyor, sonra onu ıslatan suyun damla damla toplanıp parmaklarından düştüğünü seyrediyor… Zihni dalgın, gözleri yalnız bununla meşgul gibi… Kenan da elini yanındaki teneke oluklardan birine uzatıyor, bir parça su alıyor, süratle Lâmia’nın yüzüne, saçlarına serpiyor… Kınalı Yapıncak ürküyor, ürperiyor, birdenbire uykudan uyandırılmış bir çocuk gibi şaşkın bir hayretle gözlerini Kenan’a çeviriyor. Bu şaka için birbirlerine gülümsüyorlar, fakat yine bir şey söylemiyorlar… Lâmia tekrar havuza dönüyor, bileğini suya sokarak eski oyununa başlıyor. Bu sefer, Kenan da başını çeviriyor, onun güneşten yaldızlı bir pembelik almış boynunda hafif çiller, yanaklarında uzun sarı kaşlarının tüylerinde titreyen su damlalarım seyrediyor… Sol bileğine dayanarak havuza eğiliyor, köpüklü suların içinden bir salkım rûy-i nigâr çıkarıyor… Onun dalgalı pembe teninde su damlacıkları var… Dudaklarıyla bir iki üzüm koparıyor, sonra hafif yana eğiliyor; salkımı Lâmia’nın dudaklarına uzatıyor… O, tekrar irkiliyor, başını kaçırmak istiyor… Fakat sonra ürkek bir gülümsemeyle dudaklarını açıyor, avuçta yem yedirilen bir kuşun yavrusu tereddütleriyle birer birer üzüm tanelerini yemeğe başlıyor… Kenan, bir türlü gözlerini ondan ayıramıyor, Lâmia, bu haliyle çok güzel! Sivri ince çenesi, uzunca hassas burnu, ince sarı kaşları, hafifçe çıkık geniş alnı ve sevimli ve zarif! Sarışın başının sıkı örgüsünden kurtulmuş kuş tüyü gibi hafif, hemen hemen beyaz saçlar ince halkalarla alnında kıvrılıyor, görünmez gümüş tellerle iliştirilmiş gibi mütemadiyen titriyor. Hâlâ biraz evvelki damlalardan ıslak duran yanakları dudaklarına sarkan ıslak üzümler gibi taze… Kenan’ın parmaklarından üzüm salkımı düşüyor; sakin, telâşsız, hiç bir şey düşünmeden, söylemeden Lâmia’yı göğsüne doğru çekiyor… Genç kızda, biraz evvel ıslandığı zamanki kadar küçük bir titreme. …
Daha fazla »